BOTOKS ve DOLGU UYGULAMALARI İLE DAHA GENÇ VE DİNAMİK GÖRÜNMEK MÜMKÜN

Botoks (Botulinum toksini), sinirde adalenin kasılmasına yönelik oluşan uyarıların adaleye ulaşmasını engelleyerek etki gösterir. Böylece kasın kasılması engellenmiş olur. Bu etkilerin tümü geçicidir, kaslarda kalıcı değişikliğe neden olmaz. Yüz cildinin altına yerleşmiş olan mimik kasları botoks ile zayıflatılarak kırışıklıkların oluşması önlenir. Adale kasılmayınca adalenin üzerindeki deride bulunan, adale yönüne zıt olarak gelişen kırışıklıklar da belirsizleşir. Botoks bir dolgu maddesi değildir, hacim kazandırmaz, yalnızca adale gücünü azaltarak etki gösterir.

Botoks daha çok mimik hareketlerinin oluşturduğu kırışıklıkların giderilmesi veya azaltılması amacı ile kullanılır. Kasların aşırı çalışması nedeni ile alında, kaşlar arasında, göz ve ağız çevresinde oluşan kırışıklıklarda botoks uygulaması iyi sonuç verir. Botoks, estetik amaçlı uygulamalar dışında, aşırı terleme ve migren tedavisinde de kullanılmaktadır.

Botoks; 18-65 yaş arasında olan, yüzündeki kırışıklıklara estetik cerrahi dışında çözüm arayan hastalarda uygulanan bir yöntemdir. Her ne kadar genç ve dinamik bir görünüm sağlasa da botoks uygulamasının yarattığı etkinin geçici olduğu, yüz germe, kaş kaldırma gibi ameliyatlara alternatif olmadığı unutulmamalıdır.

UZMAN OLMAYAN KİŞİLERİN YAPTIĞI UYGULAMALAR İLE GÜZELLEŞMEK YERİNE ŞAŞKIN BİR İFADEYE SAHİP OLABİLİRSİNİZ 

Günümüzde botoks hemen her yerde uygulanan bir yöntem haline gelmiştir. Çok ince ve hassas kasların hareketini engellemeye yönelik bir teknik olduğundan, üç boyutlu yüz anatomisi ve fizyolojisini iyi bilen kişiler tarafından uygulanmalıdır. Hiç eğitimi olmayan veya basit sertifika programları ile bilimsel değeri olmayan unvanlarla bu yöntemi uygulayanlar son yıllarda oldukça artmıştır. Botoks uygulamasından önce mutlaka size bu müdahaleyi yapacak kişinin eğitiminden ve kullanılacak ilacın kalitesinden emin olunmalıdır. Ehil ellerde yapılmayan uygulamaların neden olduğu donuk ifadeli ve şaşkın bakışlı sonuçlar uygulama açısından korkuya yol açmamalı, doğru uygulayıcı bulmaya yönlendirmelidir.

Botoks, yüzü tamamıyla felç etmeye yönelik bir estetik uygulama değildir. Bu uygulamadan sonra da rahatça gülebilmeli, kızabilmeli ve çevre ile ilişkinizi sağlayacak mimikleri yapabilmelisiniz. Medyada ve çevrede gördüğünüz donuk ve şaşkın ifadeli görüntüler ehil olmayan ellerde yapılan uygulamaların sonucudur. Toplumda yerleşen “botokslu yüz” tanımını hak eden yüzler bu kişilerin elinden çıkmaktadır. Şayet yapılan botoks uygulaması diğer kişiler tarafından anlaşılıyorsa uygulama başarısız demektir.

Botoks standart bir uygulama değildir, herkese aynı şekilde ve dozda uygulanmaz. Herkeste anatomik yapı, kas gücü ve elde edilmesi istenen sonuç farklıdır, bu nedenle farklı dozlar kullanılır ve farklı bölgelere uygulama yapılır.

15 DAKİKADA DAHA GENÇ BİR YÜZ

Botoks uygulamasından önce ilacın enjekte edileceği bölgelere anestezik (ağrıyı azaltıcı) özelliği bulunan kremler veya pomatlar sürülebildiği gibi buz uygulamaları da yapılabilir. İşlemin tümü 10-15 dakika kadar sürer. Enjeksiyon bölgesinde, birkaç dakika içinde geçen hafif kızarıklık olabilir. Botoksun etkisi enjeksiyondan sonraki ilk haftada belirginleşir ve 4-6 ay kadar sürer, oluşan etkinin devamı isteniyorsa tekrarlamak gerekir.

Botoksla birlikte veya uygulamadan sonra dolgu maddeleri  de kullanılarak daha mükemmel ve kalıcı sonuçlar elde etmek mümkündür.

Yaşlanma, yerçekimi, güneş ışınlarına maruz kalma, mimikler, gülme, çiğneme, gözleri kısarak bakma gibi yüz hareketlerinin etkileri ile yüzdeki kırışıklıklar belirginleşmeye başlar. Yüzümüzü genç ve dolgun gösteren deri altı dokular giderek azalır ve bunun sonucunda da kırışıklıklar belirgin hale gelir.

Çeşitli estetik dolgu yöntemleri ile bu kırışıklıklar doldurularak daha genç bir görünüm elde etmek mümkündür.

Son yıllarda bu amaçla en çok hyaluronik asit yapısında dolgu maddeleri ve hastanın kendisinden alınan yağ dokusu kullanılmaktadır. Bu maddeleri enjekte ederek yüzün kırışık ve çökük bölgelerini düzeltmek mümkündür. Dudaklara, yanaklara, şakaklara, burun kenarından ağız köşesine uzanan oluğa, el sırtına ve daha pek çok yere bu yöntemle dolgunluk ve daha genç bir görünüm kazandırılabilir.

Hyaluronik asit yapısındaki dolgu maddeleri ile yapılan düzeltmeler kalıcı değildir. Bu maddeler, zaman içinde vücut tarafından yok edilirler. Elde edilen sonuçlar ameliyatlarda olduğu kadar kalıcı değildir. Yağ enjeksiyonları ile daha kalıcı sonuçlar elde edilebilse de dolgu maddelerinin uygulama kolaylığı daha çok tercih sebebi olmalarını sağlamaktadır. Botoksta olduğu gibi, dolgu uygulamalarında da ehil olmayan ve bilimsel yöntemlere vakıf olmayan uygulayıcılar bulunduğundan, çeşitli kalitesiz ve yanlış, bazen de bilimsel dayanağı olmayan kalıcı dolgu uygulamaları yapılabilmektedir. Çevremizde sıkça rastladığımız dolgulu görünümlü yüzler bu nedenlerle karşımıza çıkmaktadır. İyi yapılan estetik dolgu uygulamalarını anlamak mümkün değildir. Ülkemizde halen kullanımda olan bazı kalıcı dolgu malzemelerinin ve kötü kalite dolguların oluşturduğu komplikasyonları tedavi etmek bazen en deneyimli plastik cerrahlar için bile güçlükler yaratabilmektedir. Doğru ve güvenilir uygulayıcı seçimi en önemli kriterdir.

Soru Sor
Aklına takılan herşey için...
Prof. Dr. Murat Emiroğlu
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabilirim