Derideki herhangi bir anormal gelişime “deri lezyonu” adı verilir. Bu lezyonlar iyi huylu, kötü huyluya dönüşme riski olan iyi huylu veya kötü huylu olabileceğinden birbirlerinden ayrılmaları önemlidir. Lezyonların görünümünden çoğu zaman tanı konulabilmesine rağmen, cerrahi olarak çıkartılanlar mutlaka patolojik olarak incelenmelidir. Çünkü klinik tanı ile iyi huylu olduğu düşünülenlerde bile az da olsa kötü huylu çıkma riski vardır.
İyi huylu deri lezyonları cerrahi olarak çıkartılmasalar bile yayılım göstermezler. Tıbbi olarak nevus adı verilen benlerin zamanla çapı büyüyebilir, yaşlandıkça yenileri çıkabilir. Ayrıca; güneş ışınlarına, hormon etkisine veya yaşlanmaya bağlı çıkan, deri ile aynı düzlemde, kahverengi deri lezyonları olabilir. Bunlar da tıbbi veya cerrahi yollarla tedavi edilebilirler.
Bazı deri lezyonlarının cerrahi olarak çıkartılmadıkları taktirde zamanla kötü huyluya dönüşme riski vardır. Güneş ışınlarının etkisi ile çıkan ve “aktinik keratoz” adı verilen kahverengi veya kırmızı renkli lezyonlar buna en iyi örnektir. Bu lezyonların yassı hücreli deri kanserine dönüşme riski vardır.
Kötü huyluya dönüşen lezyonlar zamanla büyürler ve vücudun diğer bölgelerine yayılırlar.
Benlerin Kötü Huylu Melanomdan Ayırt Edilmesi
Melanomanın önlenebilmesi için vücudunuzdaki benlerin düzenli olarak muayene edilmesi gereklidir. Yapılan son çalışmalara göre bazı tür benlerin kötü huyluya dönüşme riski daha fazladır. Doğuştan beri olan benler ve “atipik” denilen, normalden farklı benler bu gruptadır. Aşağıdaki tablo benlerin ayırt eedilmesinde faydalı olabilir. Bunlar benin kötü huylu olabileceği konusunda dikkat edilmesi gereken bulgulardır.
Deri Lezyonlarının Çıkartılması
Deri lezyonlarının çıkartılmasında mutlaka bir plastik cerrahtan yardım alınmalıdır. Bunlar basit gibi görünen lezyonlar olduğundan bir çok cerrah, hatta bazı dermatologlar dahi müdahale etmeyi göze alabilir. Fakat bu konuda deneyimli olanlar plastik cerrahlardır. Plastik cerrahlar bu lezyonları daha derin sınırlardan, daha az riskli olarak ve daha az iz bırakarak çıkartabilirler. Çıkartılan lezyonlar mutlaka patolojik incelemeye gönderilmelidir.
Derideki kahverengi oluşumlar genellikle tıbbi olarak "nevüs" adı verilen benlerdir. Bunlar doğumsal olabileceği gibi yaşamın ileri dönemlerinde de ortaya çıkabilirler. Benler deri ile aynı düzlemde veya kabarık olabilir. Giderek büyüyebilirler. Genellikle kozmetik veya kötü huyluya dönüşme riski olması nedeni ile çıkartılırlar. Nevüs genellikle kötü huylu olan melanomdan ayırt edilebilir. Melanomlar kahverengi olabildikleri gibi kırmızı, beyaz, siyah veya alacalı olabilirler. Şayet kötü huyluya dönüşebileceğinden şüpheleniliyorsa lezyonlar çok geniş sınırlardan çıkartılmalıdır. Bazen bu lezyonların çıkartılmasından sonra çıkartılan yerin onarılabilmesi için deri nakilleri (greft, flep) gerekebilir.
Yüzünde bu tip lezyonlar bulunan hastalar genellikle cerrahi olarak çıkartılmasından sonra kalacak izden endişe ederler. Bu yüzden, deri lezyonları plastik cerrahlar tarafından çıkartılmalıdır. Yüzdeki farklı bölgelerin cerrahi sonrasında iyileşmeleri de farklıdır. Çıkartılacak bölgeye göre uygulanacak cerrahi teknik de farklılık gösterir. Uygulamayı yapacak cerrahın tüm bu tekniklere hakimiyetinin tam olması gerekir.
Siğiller
Siğil, çeşitli virüs tiplerinin neden olduğu bir deri tümörüdür. Derinin en dış tabakasından kaynaklanan, küçük, sert, belirgin sınırlı, deri yüzeyinde veya deriden kabarık lezyonlardır. Tıbbi olarak “verruca vulgaris” adı verilir. Çok çeşitli siğiller olduğundan, görünümlerine veya yerleşim bölgelerine göre sınıflandırılırlar. Siğiller vücudun her yerinde (deride, ağız içinde, boğazda, genital bölgede) görülebilirler.
Siğillerin gelişmesine neden olan virüs grubuna “human papillomavirius” – HPV adı verilir. Bu virüs grubunun yaklaşık 90 çeşidi vardır. Bunlardan bazıları deride, bazıları ise genital bölgedeki siğillerin oluşumuna neden olurlar. Siğiller bulaşıcıdır, dokunmakla başka kişilere geçebilirler.
Siğillere her yaşta rastlanılabilir. Bazıları kendi kendine geçebileceği gibi uzun yıllar kalıcı olabilirler.
Siğillerin en sık rastlanan tipi el ve ayak derisinde ve tırnaklarda görülür. Bunlar soluk renkli, kabarık lezyonlardır. Bunların kanserleşme riski yoktur, ağrısızdırlar ve genellikle kendiliğinden kaybolurlar. Tedavinin amacı vücudun başka yerlerine dağılmasını ve diğer insanlara bulaşmasını önlemektir. Tedaviden sonra tekrarlama riskleri de fazladır. Deri yüzeyinde gelişen, kabarık olmayan siğillere ise daha çok çocuklarda rastlanır. Daha çok yüzde görülmeleriyle beraber vücudun diğer yerlerinde de olabilirler. Deriden az kabarık veya deri ile aynı düzlemde olduklarından tanınmaları da daha zordur. Bu siğiller çoğunlukla kaşıntılı veya ağrılıdır. İnsandan insana bulaşma riski vardır.
Ayak tabanında gelişen siğiller nasırla da karıştırılabilir. Genellikle batıcı ağrı yapan lezyonlardır. Ağrı yürümeyi veya ayakta durmayı engelleyecek düzeyde olabilir. Yayılım çok hızlı olabileceğinden hızla tedavi edilmeleri gerekir. Ayak tabanı siğilleri buzdağı gibidir; dışarıda görünen kısımları içeriye oranla daha küçüktür. Şiddetli ağrısı olmayan hastalar genellikle ayakkabısına taş kaçmış gibi bir histen bahsedebilir.
Genital bölge siğilleri kadın ve erkeklerde anüs veya genital bölge çevresinde görülen, küçük, grimsi lezyonlardır. Cinsel yolla veya direk temasla bulaşabilir ve ağız bölgesinde de görülebilirler. Doğum sırasında bebeğe de bulaşma olabilir. Bu siğiller çok bulaşıcıdır. Genital siğili olan bir kişiyle cinsel ilişkiye girenlerde tek seferde bulaşma riski %60'tır. Genital siğil bulaşan kişide mutlaka lezyon görülmesi şart değildir. Lezyon görülmeyenlerde bile kadınlarda genital kanserlerin görülme riskini arttırılar.
Siğillerin tedavisinde salisilik asit, canthardin ve benzeri tıbbi tedaviler uygulanabilir. Tıbbi tedaviye cevap vermeyenler veya yerleşimleri nedeni ile acil tedavisi gerekenler (ayak tabanındakiler, genital siğiller) cerrahi olarak çıkartılmalıdır. Genital siğillerde tekrarlama oranı çok yüksek olduğundan, bu riski azaltmak amacı ile cerrahi tedavi tercih edilebilir. Çıkartılan siğiller patolojik değerlendirmeye gönderilir.